13.03.2010

ne yapsam ne yapsam bir hamak alıp sallansam..

İnsan başedemeyince ne yapar? Altından kalkamadığı durumları nasıl atlatır? tahammülsüzlüğün sınırlarında dolaşırken, gözlerine işkence eden gözyaşlarına nasıl tanıdık bir dostu uğurlar gibi davranır? İnsan birileri için kıymeti, değer olduğunu sarfedilen cümlelerle anlamaz. İnsan önemsendiğini onun için ne kadar çaba gösterildiğini gördüğünde anlar. Karşısındakinin kendisi için hayatının ne kadarından kişiliğinin ne kadarından feda edebileceğiyle ölçer ne kadar sevildiğini. Hayatı boyunca herkesten binlerce sihirli sözcük duyabilir insan. Sabahtan akşama kadar, günlerce belki.. Oysa sözcüklerin tıkandığı yerde yaşananlar kalbin figüranı olur. Sözcüklerle eşleşmeyen tavırlar hayalkırıklıklarına gebedir. Defalarca.. Defalarca tekrarlanır.. Bir el ele.. Bir sırt sırta.. Bir yüzüne bile bakmadan, bir sarmaş dolaş.. Çoğu zaman gönülsüz, kimi zaman mecburi.. Kendini yinelerken bu döngü, değişen birşey yokmuş gibidir bakılığında. Oysa ahşap pencereyi kemire kemire bitiren, minik tahta kurusu gibi tehlikelidir değiştirilmeyen davranışlar. Sinsi bir gölge gibi büyür öfke. Ne yapar insan böyle durumlarda? Kaçıp gider mi? Mücadele edecek yöntemleri bilmiyorsa, değişmiyorsa ne yapar insan?

Hiç yorum yok: