24.05.2010

An an cafe anısı :)

Bizim arkadaşların cafede armut koltuklara gömüldüm (bu koltuklara neden armut diyolar hiç armuta benzemiyo muhalefetimi de yapıyorum kendi içimde:) bloglar arası gezinti yapıyorum. Malum bulutlu bi pazar geçiriyoruz Halil'le Serdar playstation keyfi yapıyor bende fırsat bu fırsat yazayım birşeyler dedim. Karşı apartmanın balkonuna bi köpeği esir etmişler. Balkon demirleri de yok. Hayvan olurda depresif hallere girerse intiharını rahatlıkla kendisini tasmasına asarak gerçekleştirebilir. Hoş bir metrelik bir balkonda çevreyi gözlemlemeye de yaşamak denilmez ya neyse..Trajik.. O küçük dünyasında etraına bakınırken dışarda tüyleri golden gibi uzun bir sokak köpeği sanki acelesi varmış ve çok ciddi bir işe yönelmiş gibi cafenin önünden hızlıca yürüyüp geçiyor, geri dönüyor, tekrar geçiyor. Hep aynı hızda sokağın iki ucu arasında yürüyüp duruyor. Acaba balkondaki köpeğe iş mi atıyor bu ya :D Sinan da nescafemi acı yapmış. İçemiyorum. Sütü de şekeri de az.. Amann şimdi bu olmamış demek nedense illetlik geliyor. En iyisi içmeyi unuttum soğumuş demek. Ürperiyorum hava oldukça soğudu. Cafenin laptopu 4. kattan düşmüş gibi. Dizlerime aldım ama elektrik kaçıracak diye endişeleniyorum kabloları filan sarkıyo orasından burasından :D bak yine geçiyor o köpek.. :)) Napiyosun lann manyakk bi dur artık! :))) Caddeye arkası dönük oturmak iğrençmiş :) Kedinin bile ayak sesine dönüp bakmak istiyorum. Tribal bi merak bu.Şunların oyunu bitsede gitsek. Sinemaya şey gelmiş pars kralı mıydı neydi o. Aha Halil "Nescafeni içsene hayatım" dedi. Off bozdu tüm planı:S Neyse..Acıktım galiba.Yan masadaki çocuklar konudan konuya atlıyor. Köpeklerin cinslerinden girdiler otomobil jantlarından çıktılar :)İlgim Engin'in giyim mağazasına kaydı az önce. Askılardaki kıyafetlere daldım :) Hayır! Alışveriş yapmıycam:) Zaten güzel bişey de yok ki :p diyeyim de kandırayım içimdeki alışveriş canavarını. Küçük bi çocuk deminden beri arkamda yazdıklarımı okumaya çalışıyormuş. "Ne yazıyosun" deyince irkildim. Blog desem anlamıcak şimdi işin gücün yoksa blog syfasını açıkla velede :D Git ablacım dedim. Kaşlarını çata çata gitti. Bu yazıyı da kim okuyacaksa diye geçiriyorum aklımdan şuanda. An an cafe anısı :)) Cafenin resmini çekip bloga koyacaktım yazının sonunda ama tahmin edeceğiniz gibi bu laptopta bluetooth ne arar :) Hadi bb..

Hiç yorum yok: