Bir film izlersin. Adam güçlüdür. Adam kararlı. Parayı iter.
Gücü iter. Tüm egolarından arınmış adam. Adam bilinçli. Sahip oldukça reddetme
lüksüne sahip olmuş adam.
Ben hala iç savaşımda boğuluyorum. Tadına bakmadığım güzel
görünümlü renk renk meyveleri reddedemiyorum. Öngörülü davranmaya çalışırken
bile içten içe canım çekiyor. Ağzım sulanıyor. Kimbilir tadını bilsem bu kadar
istekli olmazdım. Yada deneyimlemiş olsam kendime sınırlar koyabilirim.
Yapamıyorum. Çünkü insan doğası buna izin vermiyor. Bilinmeyene giden o çekici
yoldan ayaklarımı alıkoyamıyorum.
Yetersizliklerim canımı sıkıyor. Belki de doyumsuz ruhum
sürekli kurbanlar isteyen dipsiz bir kuyu gibi. 25 yaş birçok şey için geç bir
çok şey için erken biliyorum. Ancak hep geride hissediyorum kendimi. Konular
olsun istiyorum çözümünü benden daha engin bir insanla konuşabileceğim.
Çıkmazlardan, sonu belli yolllardan bahsedebileceğim. Kitapları aralıyorum beni
içine alan sayfalar bulmak umuduyla. İhtiyacım olanı seçemiyorum. Kendimi
tanımıyorum belki de. Oturtamadığım fikirlerimin yörüngesizliğinde
sürükleniyorum. Taş gibi sağlam ve bütün olmayı henüz beceremiyorum. Dip
fikirlerim var ama sığlardaki sorunları bile çözmeyi beceremiyorum. Zamanı
planlayamıyorum. Hep geç ve yanlış kalıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder