11.05.2010

beyaz derinlik

Çıplak tenimdeki ürperti rüzgarın dokunuşu değil, müziğin ruhumu sardığı yalnızlık anlarından biri.. Yaşamıyormuşum gibi, bu yumuşak halı topuklarıma, parmak uçlarıma dokunmuyormuş, gözlerim penceredeki bal rengi kediyi görmüyormuş gibi.. Güneşin zamansız bulutu buharlaştırması gibi tek bir zerrem kalmadan yokolacağım birazdan. Tüm ağırlığım zamanın sonsuz boşluğuna karışacak, hissettirmeden uçup gidecek ruhum.. Yine aynı ürperti.. Biri müziği kapatsa.. Hayır kapatmasın güzel söylüyor. Piyano mu fondaki? Farkına vardığım an bitecek biliyorum. Ölüm bu kadar huzurlu olsa hemen ölmeyi dileyebilirdim. O kadar dingin ki bitsin istemiyorum. Ve en acı veren duyguyu anımsıyorum şimdi. Aşk.. İnsan hıçkırarak ağlamaya başlayabilir mi? Birden bire.. Ağlamıyorum da dışarı atıyorum ruhumu sanki. Yumuşacık akıyor sonra hayat ılık ılık.. Parmak uçlarıma birikiyor. Herhangi biri olmaya kaldığım yerden devam ediyorum..

Hiç yorum yok: